Yuan’ın Değer Kaybı ve FED’e Baskı Yapan Trump!
Piyasaların neye tepki vereceğini, analistlerin neyi analiz edeceğini şaşırdığı haftalardan geçtiğimiz bu günlerde borsalar bir gün dipleri görüp ertesi gün rekor kırabiliyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin hakkındaki aşırı değişken açıklamaları, karşılıklı uygulanan gümrük vergileri, Çin Yuan’ında son yıllarda yaşanan en yüksek değer kaybı gibi başlıklar, FED Başkanı Jerome Powell’ın geçtiğimiz hafta Cuma günü merakla beklenen Jackson Hole Sempozyumu konuşmasını gölgede bıraktı diyebiliriz.
ABD’nin gümrük vergileriyle zor zamanlar geçirmeye devam eden Çin, ABD’nin uyguladığı kadar güçlü olmasa da, ekonomik misillemelerle karşılık vermeye devam ediyor. Net bir şekilde yavaşlayan ekonomisini geçtiğimiz aylarda uygulamaya koyduğu teşvik paketleriyle toparlamaya çalışan Beijing yönetiminin ikinci bir teşvik paketini devreye sokacağı konuşuluyor.
Kızışan Ticaret Savaşları..
Mayıs 2019 itibariyle, Donald Trump’ın, müzakerelerin olumlu bir şekilde devam ettiği sırada gümrük vergilerini arttırması, Çin’in müzalerelerden geri adım atmasına sebep olmuştu. Attığı twit ile Çin’i antlaşmayı bozmakla itham eden Trump, ekstra vergileri uygulamaya koyacağını açıklamıştı. Çin ise ticaret savaşlarının başladığı dönemden bu yana gümrük vergisi uygulamak için pek acele etmiyor. Bunun başlıca bazı sebepleri var.
Çin ABD’den, ABD’nin Çin’den ettiği kadar yoğun bir şekilde ürün ithal etmiyor. 2018 yılını baz aldığımızda ABD Çin’den 540 milyar dolar’a yakın ithalat yapmışken, aynı yıl içerisinde Çin’e yalnızca 120 milyar dolar ihracat yapabilmiş. Amerika’nın 2018’deki Çin’e ihracat oranı, Çin’den ithalatının dörtte birinden bile az olarak göze çarpıyor. Yıllardır Çin’e karşı dış ticaret açığı veren Amerika yalnızca 2018 yılı içerisinde 419 milyar dolardan fazla dış ticaret açığı verdi.
2019 yılı verilerini incelediğimde ise ilginç rakamlar göze çarpmaya devam ediyor. İlk 6 ayda Çin’e 52 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren ABD, Trump’ın uygulamaya koyduğu tüm gümrük vergilerine rağmen göreceli yüksek olan 120 milyar dolarlık ithalata ulaşmış durumda.

Bu nedenle Çin gümrük vergisi kozunu pek kullanmayı tercih etmiyor. Çin’in ABD’ye yönelik ihracat hacminin ABD’nin Çin’e yönelik ihracatına oranla çok daha az hacimli olması, pek etkili olmamasına neden oluyor. Bir diğer açıdan baktığımızda ise Çin ABD’nin uyguladığı gümrük vergilerinin negatif etkilerinin belli bir kısmını her ne kadar kabul etmese de Yuan’ı dolaylı veya direkt olarak devalüe ederek (edilmesine göz yumarak) kompanse ediyor gibi gözüküyor.
Yuan’ın Değer Kaybı Neden Tehlikeli?
Antlaşmanın direkten döndüğü, gümrük vergilerinin dozajının arttığı ve iki ülke arasındaki gerilimin zirve yaptığı Mayıs ayından itibaren Çin Yuan’ındaki değer kaybını aşağıdaki grafikte görebiliyoruz. Yalnız bu demek değil ki ABD gümrük vergilerini arttırdıkça Çin de para birimini devalüe ederek sıkıntıyı çözebilsin! Para biriminin devalüe edilmesinin belli bir seviyeyi geçmesi Çin için büyük sorunları ardı ardına ortaya çıkararak negatif manada adeta bir kartopu efektine dönüşmesine neden olabilir.
USDCNY

Devalüasyonun uzun bir süre daha devam etmesi Çin ile belli hacimin üzerinde ticaret hukuku bulunan diğer ülke ve bölgelerin de tepkisini çekecek, iç piyasada dövizi pahalılaştıracak, ülkede ki döviz borcu olan firmaların borcunu çoğaltacak ve zaman içerisinde enflasyonun yükselmesine neden olacaktır. Yükselecek olan enflasyonu baskılamak için faiz arttırılacak ki yükselen faiz hali hazırda yavaşlayan Çin ekonomisini daha da yavaşlatacaktır. Tabi şimdilik tamamıyla senaryodan ibaret olan bu potansiyel gelişmeleri barındıran kartopu efekti, Yuan’ın daha sert bir devalüasyonuyla teker teker gerçekleşebilir.
O nedenle Çin’in devalüasyon noktasında belli bir noktadan sonra bariyer çekmesi gerekiyor.
Trump’ın FED Başkanı Jerome Powell ile ya da bir başka deyişle Jerome Powell’ın ABD Başkanı ile başı dertte. Son dönemde anlaşmasız Brexit ihtimalinin yükselmesi sebebiyle Sterlin, yavaşlayan ekonomisi ile cebelleşen Avrupa’da Euro ve Yuan’da yaşanan değer kayıpları Donald Trump’ı ileri derecede rahatsız ediyor. Tüm büyük para birimleri değer kaybederken, (isteyerek veya istemeyerek) yükselen dolar son dönemde Trump’ın en önemli gündem başlıklarından biri haline geldi. Bu nedenle ihracat noktasında dezavantaj yaşayan, ithalat kabiliyeti günden güne daha yükselen ABD’de Donald Trump bu konuya gümrük vergileriyle önlem almaya çalışırken, FED’e faizleri indirmesi konusunda baskıyı arttırıyor. İç piyasada faizleri indirmesi için pek belirgin bir veri bulunmayan ABD’de küresel ekonominin yavaşlıyor olması, bu nedenle ihracatın azalma eğilimine giriyor olması, küresel piyasalardaki belirsizlikler, ticaret savaşları, yaklaşan Brexit, Hong Kong protestoları ve bunun gibi birkaç dış etken FED üzerinde faizi indirme hususunda baskı oluşturuyor. ABD Başkanı Donald Trump ise burada beklentileri arttırma ve FED üzerindeki faiz indirimi baskısını yoğunlaştırma noktasında devreye giriyor.
23 Ağustos Cuma günü FED Başkanı Powell’ın Jackson Hole Sempozyumu’ndaki konuşması merakla bekleniyordu. Önümüzdeki dönemde ama özellikle 18 Eylül FED FOMC toplantısındaki faiz patikası hakkında ipucu bekleyen küresel piyasalar, konuşmanın sonunda istediğini pek alamamış gözüküyor. Piyasalar güvercin tonunda bir konuşma bekliyordu. Powell’ın göreceli olarak güvercin tonlu konuşması ve faiz indirimi sinyali yine de piyasalara beklenen manada etki etmedi.
Ticaret savaşlarının kızışmasıyla Powell’ın konuşması gölgede kaldı. Trump’ın baskıyı arttırmasıyla FED’in güvercin tonlu konuşmalarının piyasalar üzerindeki olumlu etkisi azalıyor. Bunun sebebi ise; Powell henüz 25 baz puan indirim sinyali vermeden, Trump 100 baz puan inmeli diye twit atıyor. Sonuçta küresel piyasalar bir verildiğinde iki daha isteyen bir iştaha sahip. Dolar endeksinin uzun vadeli düşmesi için artık yalnızca faiz indiriminin yeterli olmayacağı ortada olduğundan, bu durum Trump’ı genel seçime bir yıl kadar kala faizlerin indirilmesi ile eşzamanlı olarak başka arayışlara itecektir.