Dün açıklanan FED Faiz Kararı, Türk Lirası ve G-20 Zirvesinin Önemi!
Yerel ve küresel gelişmeler açısından çok yoğun bir gündemin bizleri beklediği iki haftanın içerisindeyiz. Bir yandan Türkiye’de, ABD ile yaşanan S400-F35 gerginliği, tekrarlanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimi, bir yandan küresel piyasalarda ABD-Çin ticaret arbedesi, Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Mario Draghi’nin Portekiz’deki sempozyumdaki konuşmasında vermiş olduğu önemli mesajlar ve Amerika Merkez Bankası (FED)’in dün akşam (19 Haziran 21:00 TSİ) açıkladığı faiz kararı, piyasalara bir an olsun rahat nefes aldırmıyor.
Küresel ekonomi yavaşlayadursun, ABD Başkanı Donald Trump restlerini çekmeye devam ediyor. ABD-Çin ticaret savaşının yanısıra ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının da başrolde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çeşitli verilerden de görülebileceği üzere küresel ekonominin yavaşlamaya başlamış olması piyasaları endişelendirerek, yatırımcıları seçici ve temkinli olmaya itiyor.
Amerika Merkez Bankası (FED) ve Faiz Patikası!
ABD Merkez Bankası (FED) son açıklanan ve istenen hedef %2’den düşük olan enflasyon verisi ile ekonomideki yavaşlamayı net bir şekilde görmeye başladı. Yine istenenden düşük gelen üretim, sanayi vs. gibi iç piyasa verileri, küresel ekonominin de yavaşlaması ve uzun süredir ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakerelerinde artarak devam eden gerginlikler FED’in yakın zamanda faizleri indirebileceği hakkında beklentileri yükseltti. Israrla faizlerin düşürülmesini isteyen Trump’a rağmen Trump’ın başkanlığı döneminde 7 defa faiz artışına giden Amerika Merkez Bankası o şahin döneminden güvercin dönemine nihayet dönüş yapmış gözüküyor.

ABD ve küresel ekonominin yavaşlama sinyalleri vermesi, Amerika’nın yıllardır hedef enflasyon oranı olan %2’yi tutturmanın da ötesinde %2’yi aşmasına taviz verebileceği bir dönemde ve enflasyon oranının %1.8’e düşmüş olması, FED’in faizleri düşürmesi gerektiği konusunda bir beklenti oluşmasına neden oldu. 2014’ten bu yana enflasyon ve faiz ilişkisini gösteren yukarıdaki grafikte, 2015’ten bu yana faiz politkasının enflasyonu yükseltmek amacıyla, enflasyon oranını geriden takip ettiğini fakat bu trendin 2018 sonları itibariyle bozularak faiz oranının enflasyona kıyasla daha yukarıda kalması sebebiyle enflasyonun düşmesine neden olduğunu görebiliriz. Ticaret savaşları ile birlikte küresel ekonominin yavaşlamaya başlaması, FED faiz indirimi beklentilerinin nüksetmesine sebep oluyor. Daha birkaç ay öncesine kadar FED ne zaman faiz arttıracak sorusu tartışılırken, artık yeni bir soru gündemde;
FED faizleri ne zaman düşürecek?
Çin ile süren ticaret müzakerelerindeki gerginlik geçtiğimiz hafta üst seviyelere tırmanarak piyasaları endişeye sevk ederken sıkıntılı dönemlerde adeta güvenilir liman olarak görülen altının son 14 ayın zirvesini geçmesini sağladı. Önümüzdeki hafta Japonya’da gerçekleşecek olan G-20 zirvesinde merakla beklenen ve gerçekleşmesi iki gün önce kesinleşen ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Başkanı Şi Jinping buluşmasının ardından gelecek açıklama iki ülke için olduğu kadar küresel piyasalar açısından da çok büyük önem taşıyor.
Burada ilginç olan, G-20 Trump-Şi görüşmesinin açıklamasının zamanlaması!
Donald Trump’ın uzun zamandır FED’den faizleri indirmesini istediğini biliyoruz. FED’in ise son döneme kadar faiz indirimine yanaşmadığını ve hatta aksine faizleri üst üste arttırdığını da biliyoruz. Yerel/küresel ekonomik verilerin ardı ardına yavaşlama sinyalleri vermesi ve ABD-Çin ticaret müzakerelerinin tekrardan ticaret arbedesine dönüşmesi FED’in faiz indirimine doğru yönlenmesine sebep oldu. Burada garip olan ise FED faiz kararından yalnızca 24 saat önce Trump’ın Çin Başkanı Şi ile G-20 zirvesinde görüşeceğini açıklayarak FED’in zaten küçük bir ihtimal olan muhtemel faiz indirimi kararının en büyük sebeplerinden birini yumuşatarak zaten düşük olarak görülen ihtimali daha da azaltmasıydı. Ayarlanan bu görüşmenin kesin bir antlaşma anlamına gelmediğini ve FED’in bu görüşme sebebiyle faiz kararına etki etmeyebileceğini de bir kenara koyarsak, G-20’de gerçekleşecek olan görüşme teyit twitinin bu akşamki FED faiz kararının ardından atılması, faiz indirimi ihtimalinin bir nebze daha yüksek kalmasına imkan sağlayabilirdi.
Dün akşam FED’den faiz indiriminden ziyade faiz indirim sinyali geleceği bekleniyordu ve öyle de oldu.
Yıl sonuna kadar iki veya üç defa faiz indirimi beklenen FED ekonomik yavaşlamaya karşı elinde az kalan “faiz kozunu” tasarruflu bir şekilde kullanması gerekiyor.
FED’den Gelen Sinyallerin Etkileri
Faiz indirimi ve parasal genişleme sinyalleri veren Amerika, dolar endeksinin zayıflamasına ve böylece diğer para birimlerine karşı değer kaybı yaşamasına neden oldu. Bu sebeple, ABD dolarına karşı güçlenen para birimlerinden biri olan Türk Lirası salı akşamı 5.82’lere kadar düştü fakat dün sabahki “ABD, S400’ün Türkiye’ye teslim edilmesi halinde uygulayacağı yaptırımların taslağını hazırlıyor” spekülatif haberlerinin ardından tekrar yönünü yukarı çeviren USDTRY 5.86 seviyelerine tırmandıktan bir süre sonra dün akşamki FED bildirisinin ardından tekrar güç kaybetti ve 5.73 seviyelerine geri indi.
S400 konusunun tekrar tekrar gündeme gelmesi USDTRY paritesine zarar vermeye devam ediyor.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Yavaşlayan Ekonomi
Avrupa ekonomisi ise yavaşlamaya devam ediyor. PMI, sanayi, istihdam, enflasyon verilerinden ardı ardına gelen düşük veriler ve şu ana kadar Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin etkisiz kalan çabaları, piyasaları umutsuzluğa iterek Avrupa Merkez Bankasının ekonomik yavaşlamaya çare bulamayacağı konusunda hemfikir olmalarına neden oldu. Birçok sektörde ekonomik yavaşlamayı derinden hisseden Avrupa %1.2 olan enflasyonu yukarı yönlü çevirmekte bir hayli zorlanıyor.

2016 yılının ilk aylarından bu yana faiz oranını “0” olarak sabit tutan Avrupa Merkez Bankası, yavaşlayan ekonomi ve en son %1.2 olarak açıklanan enflasyon ile faiz indirme kozunu büyük oranda kaybetmiş durumda.
Salı günü, Portekiz’deki yıllık AMB sempozyumunda konuşan AMB Başkanı Draghi yaşanan ekonomik yavaşlamayı durdurabilmek için eksi faize geçilebileceğini ve gerekirse parasal genişlemenin de planları dahilinde olduğunu açıkladı. Böylece Euro bu açıklamayla beraber ABD doları ve Türk Lirası gibi para birimlerine karşı değer kaybetti. ABD Başkanı Donald Trump ise Draghi’nin politika faizinin değişebileceğini açıklamasının hemen ardından twit atarak ve Draghi’yi “kasıtlı olarak euro’yu dolara karşı zayıflatmakla” suçladı ve bu yapılanın Amerika’ya yapılan bir haksızlık olduğunu belirtti.

Korumacı bir politika sergileyen Trump’ı Salı günkü açıklamalarıyla kızdıran Draghi, EURUSD paritesinde sert bir düşüşe neden oldu ki Trump euro’daki değer kaybının ABD’nin ürünlerine olan talebi düşüreceğini ve aynı zamanda ABD firmalarının Avrupa bölgesinden ithalatı kolaylaştıracağını ve böylece ticari dengenin ABD aleyhine bir şekilde hareket edeceğini düşünerek bunun bir kasti hareket olduğunu belirten twitleri ile EURUSD paritesinde yalnızca kısa süreli bir toparlanmasına sebep oldu.
Piyasaları Neler Bekliyor?
İçerisinde bulunduğumuz Haziran ayının son günlerinde yoğun bir tempoya girecek küresel ekonomi endişeli fakat bir o kadar da umutlu bir şekilde G-20 zirvesini bekliyor. Yerel konjonktürden baktığımızda, yaklaşan İBB seçimleri USDTRY üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Avrupa Merkez Bankası ve Amerika Merkez Bankasının önümüzdeki aylar için faiz indirme ve parasal genişleme sinyalleri vermesi Türk Lirası için olumlu etkenler olarak göze çarpıyor. Avrupa ve Amerika Merkez Bankaları faizleri düşürdüğü sürece Türk Lirası nefeslenmeye devam edecektir. Bir diğer yandan Türk Lirası üzerinde baskı oluşturmuş olan S400 konusu için ise G-20 zirvesindeki muhtemel Erdoğan-Trump zirvesi merakla bekleniyor. Küresel konjonktürden baktığımızda ise en önemli gelişme 28-29 Haziran’da gerçekleşeceği açıklanan Trump-Şi Jinping buluşması olacaktır.