FED ve Trump! Golü Kim Atacak?
Borsaların kazandıklarını geri verdiği, paritelerin bir aşağıya bir yukarıya savrulduğu dolu dolu bir haftayı geride bıraktık. Son saniyesinde ters köşede bırakan bir FED FOMC toplantısı ve faiz kararı, düşüşe geçeceğine yükselen dolar endeksi (DXY), Trump’ın twitleri, ABD-Çin ticaret arbedesi gibi birçok konu ile aksiyon dolu bir beş gün yaşadık.
Aslında hafta başında herşey güzel başladı. FED’in politika faizini 25 baz puan indireceği beklentisi, ABD-Çin’in, Hazine Bakanı Steve Mnuchin’in Çin’e gitmesiyle Mayıs ayından bu yana ilk defa yüz yüze müzakere edecek olmaları, Trump’ın 25 baz puandan fazla indirim için bastırması, küresel piyasalar ve bilhassa gelişmekte olan ekonomiler için güzel gelişmeler olarak göze çarptı.

Bu gelişmeler ve pozitif beklentiler sebebiyle gelişmekte olan ülkelerin pariteleri güç kazanıyor, optimizm sonucunda borsalar yeşile bürünüyordu. Dünya’da başlayan düşük faiz trendi ve optimizm sonucu artan risk iştahı ise faizi yüksek olan Türkiye gibi ülkelerin varlıklarına olan iştahın artmasına sebep oluyordu.
Her ne kadar ABD’den gelen güçlü ekonomik veriler, faiz indirimine karşı tez olarak gözükmüş olsa da 25 baz puan indirimi konusunda piyasalarda müthiş bir beklenti vardı.
Ve Çarşamba günü geldi çattı. Sonunda beklenen olmuştu! 2 gün süren FED FOMC toplantısının sonucunda 11 yıl aradan sonra bir ilkin gerçekleştiği açıklandı. Politika faizi 2008 yılından bu yana ilk defa puan aşağıya çekilerek %2,5-%2,25 aralığından %2,25-%2 aralığına indirildi. Beklentilere uygun açıklanan politika faizinin piyasalarda önceden fiyatlanmış olması nedeniyle pek etki yaratmamasının yanında aksine az olsa da beklenen 50 baz puan indiriminin gelmemesi dolar endeksinin hafif güç kazanmasına neden oldu.
Faiz kararından çok, faiz kararının ardından gelecek açıklama metni merak ediliyordu. Metinde güçlü ekonomik verilere rağmen; küresel riskler, yavaşlayan ekonomiler ve ticaret savaşlarını sebep göstererek faizleri indirdiğini açıklayan FED, beklentiler doğrultusunda hareket etmeye devam ediyordu ta ki FED Başkanı Jerome Powell basın toplantısı için kürsüye gelene kadar!!
Tabiri caizse filmin koptuğu, piyasaların terste kaldığı, belirsizliklerin azalacağına aksine arttığı an işte Jerome Powell’ın o çok eleştirilen konuşmasını yaptığı andı.
Bilindiği gibi Trump inatla güçsüz dolar istiyor. Çin, Avrupa, Japonya gibi ülkeler ve birlikler güçsüz para birimleri ile ABD’nin ticari açık vermesine ya da açığın artmasına sebep olmaya devam ediyor. Donald Trump göreve geldiğinden bu yana enflasyonun tehlike arz etmediğini, güçlü dolara karşı önlem almak gerektiğini, iyi giden ekonomik verileri şahlandırmak gerektiğini ve bu yüzden FED’in artık parasal sıkılaştırma politikaları yerine (faiz artışı) parasal gevşeme (faiz indirimi) politikaları uygulaması gerektiğini defalarca belirtti.
Ve nihayet 2008 küresel krizinden bu yana ilk defa FED faizleri aşağıya çekti. Fakat bu faiz indiriminin istenen şekilde işe yarayıp yaramadığına baktığımızda, en azından Trump’ın istediğini vermediğini ve faiz indiriminin amacından sapmış olduğunu görebiliyoruz.
Faiz kararının ardından Powell’ın soru cevap kısmında verdiği cevapları incelemekte fayda var.
- “Faizleri indirme döngüsünün başladığını söylemek doğru olmaz.”
- “Faizleri bir daha indirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor.”
- “Gerekli görüldüğünde faizleri tekrar arttırabiliriz.”
Aslında cümlelere tek tek baktığımızda gayet olağan açıklamalar olduğunu söylemeliyim. Fakat Jerome Powell’ın soru cevap kısmındaki açıklamalarının faiz indiriminin adeta kıymetini kaybetmiş hale dönüşmesine sebep olduğunu da belirtmekte fayda var. Piyasalar Powell’dan güvercin tonla konuşmasını beklerken, Powell’ın faiz indirimine ve güvercin metine rağmen nispeten şahin tonlu cevapları borsalarda satışa neden oldu. Tüm bunlar dolar endeksinin güçlenmesine, günlerdir yükselişte olan altın ve gelişmekte olan ekonomilerin paritelerinin düşüşe geçmesine neden oldu.
Powell’ın “Gerekli görüldüğünde faizleri tekrar arttırabiliriz.” cümlesi her ne kadar normal bir cümle olsa da yer ve zaman bakımından başarısız bir cümle oldu ve piyasaları tabiri caizse kırmızıya bürüdü. Amerikan medyasından da nasibini alan Powell, iletişimdeki başarısızlığı hususunda eleştirilere maruz kaldı.
Doların güç kaybetmesini ve borsaların canlanmasını istediği için faizlerin inmesini isteyen Trump faiz indiriminde istediğini aldı fakat diğer isteklerinin tam aksine dolar endeksi yükseldi ve borsalar düşüş yaşadı. Bunun üzerine Trump, Jerome Powell’ın hayal kırıklığı yarattığını da belirttiği eleştiri dolu bir twit attı ki yalnızca bununla yetinmeyeceği çok belliydi.
Faiz kararından bir gün sonra yani Perşembe günü Trump bir twit ile iki kuş vurdu. Çin’e uyguladığı ticari baskıları had safhaya taşıyan Trump, 1 Eylül itibariyle, kalan 300 milyar dolarlık Çin ürününe daha gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Bu twit ile beraber;
- Ticaret savaşı yeniden kızıştı,
- Çin’in üzerindeki baskı yükselmeye devam etti,
- Küresel belirsizlikler arttı,
- Dolar endeksi Powell açıklamalarının ardından kazancının büyük bir kısmını geri verdi,
- Artan belirsizlikler sebebiyle altın tekrar yükselişe geçti,
- FED üzerindeki faiz indirimi baskısı yükselerek devam etti,
- Faizin Eylül veya bir sonraki FED FOMC toplantısında düşürüleceği beklentisinin artmasıyla altın yükselişini hızlandırdı.
Trump’ın bir twitinin nelere sebep olduğunu görüyoruz. FED faiz konusunda istenileni verene kadar Donald Trump’ın Çin ile olan ticaret savaşını koz olarak kullanmaya devam edeceği muhtemel gözüküyor. Son dönemeçte, ABD Başkanı Trump belirsizlikleri arttırarak ve ticaret savaşlarını tekrar kızıştırarak topu tekrar FED’e yani Jerome Powell’a atmış gözüküyor.
Bakalım bu paslaşmanın sonunda golü kim atacak!