Beklenen Gün Geldi! FED Faiz kararı, Trump ve Dolar!

Küresel piyasalar tarafından merakla beklenen gün geldi çattı. Amerika Merkez Bankası’nın (FED) 31 Temmuz’da açıklayacağı faiz kararı piyasaları haftalar öncesinden hipnotize etmeyi başardı. Herhangi bir sürpriz yaşanmaması halinde FED, yarınki toplantısında 10 yıl aradan sonra ilk defa politika faizini indirecek.

Geçtiğimiz günlerde Rusya faiz oranını %8’den yüzde 7.75’e indirirken, dün ise Japonya Merkez Bankası faiz oranını 0’da sabit tutarak gerektiğinde parasal gevşeme politikasını uygulamaktan taviz vermeyeceğini iddia etti. Tüm bu olanlar küresel piyasalarda herhangi bir etki yarattı mı diye soracak olursanız, yerel piyasalar haricinde en ufak bir hareket görülmedi. Para biriminin küresel piyasalardaki talebinin düşük olduğu ülkelerin faiz kararları ve enflasyon oranları sadece yerel piyasalarını etkiliyor.

Piyasalar, FED’in politika faizini en az 25 baz puan oranında aşağıya çekeceği konusunda hemfikir ve hali hazırda bu öngörüyü büyük oranda fiyatlamış durumda. Her ne kadar 25 baz puan konusunda hemfikir olunsa da, yaşanan küresel gelişmeler ve ABD Başkanı Donald J. Trump’ın bugünkü söylemleri daha yüksek bir faiz indiriminin (50 baz puan) gelebilme ihtimali konusunda heyecan yaratıyor.

Trump bugünkü açıklamasında, FED’den büyük bir faiz indirimi görmek istediğini söyledi. Bunun sebeplerini ise birazdan inceleyeceğim.

FED Başkanı Jerome Powell geçtiğimiz haftalarda yaptığı güvercin tonlu konuşmasında faiz indirimine göz kırparak bazı etkenlerin ABD ekonomisini yavaşlatabilecek nedenler haline gelebileceği konusunda fikir belirtti. Devam eden ticaret savaşları, küresel ekonomi ve büyük ekonomilerdeki yavaşlama, enflasyonda hedeften daha da uzaklaşma endişesi Powell’ı 25 baz puan faiz indirimine yönlendiriyordu. Powell’ın açıklamalarının ardından ise yaşanan birkaç hadise 25 baz puanı netleştirmesinin yanında bir de 25’in yerine 50 baz puanlık bir indirim gelebilir mi? sorusunu gündeme getirdi.

ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Mayıs 2019’dan bu yana biten yüz yüze müzakerelere yeniden başlamak üzere Çin’e gitti. Her ne kadar ticaret antlaşmasının kısa sürede imzalanacağı konusunda küresel piyasalarda bir umutsuzluk hakim olsa da, yüz yüze müzakerenin pozitif bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Mnuchin Çin’e doğru yol almışken, Trump’ın twitleri o yeniden yeşermek için çabalayan umudu piyasaların elinden aldı. Çin’i sözünü tutmamakla ve ABD’den tarım ürünleri ithal etmemekle suçlayan Trump, görüşmelerin kötü yolda olduğunu belirterek borsaları salladı. FED’in faiz indireceği beklentisiyle dört gündür yükselişe geçen güvenli liman altının, bu haberle birlikte yükselişine devam ettiğine şahit olduk.

Trump Kızmaya Başlıyor..

Trump’ın neden büyük bir faiz indirimi konusunda direttiğine gelecek olursak, öncelikle ABD ekonomisinin yavaşlayan küresel ekonomiye ve tekleyen Avrupa ekonomisine rağmen randımanlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini bir kenara koyalım. ABD Başkanının korumacılık politikasını uyguladığı bu dönemde dış ticaret açığı konusunda çok hassas olduğuna defalarca şahit olduk. Ticaret açığına maruz kaldığı her ülkenin ürünlerine gümrük vergisi uygulayan Trump’ın ayrıca sevmediği hususunda birçok emare bulunan bir konu daha var ki o da güçlü dolar! Güçlü doların ABD ihracat kabiliyetini körelttiğini ve ticaret açığını daha genişlettiğini belirten Trump bu konuda Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’yi ve Çin’i para birimlerine, kasten değersizleştirme politikası uyguladıkları gerekçesiyle suçlayarak haksız rekabete yol açtıklarını belirtmişti.

25 Temmuz’daki Avrupa Merkez Bankası toplantısının ardından Draghi’nin yaptığı açıklama Donald Trump’ı kızdıracak gibi gözüküyor. Yavaşlayan Avrupa ekonomisine çare arayan Avrupa Merkez Bankası, faiz konusunda pek bir kozu kalmaması nedeniyle faizi hemen indirmeyip Eylül ayına sakladı. Parasal genişleme politikasını uygulayacaklarını ve düşük enflasyona ve durağan ekonomiye önlem almaktan çekinmeyeceklerini belirten Draghi eurodan kaçışa sebep olarak isteyerek veya istemeyerek euronun dolara karşı güç kaybetmesine ve yavaşlayan Avrupa ekonomisine ihracatı kolaylaştıran bir kapı açmasına neden oldu. Bu da muhtemelen Trump’ı kızdırmaya yetmiştir diye düşünüyorum!

İngiltere Yeni Başbakanı BoJo ve Sterlin..

Aynı hafta içerisinde yeni Başbakan’ını seçen İngiltere’de de Brexit tarihi 31 Ekim’in yaklaşıyor olması endişelerin günden güne artmasına sebep oluyor. Brexit taraftarı olduğu bilinen yeni Başbakan Boris Johnson’ın (BoJo) göreve gelmesiyle beraber anlaşmasız, sert bir Brexit’in olma ihtimalinin artması, sterlinin güç kaybetmesine neden oldu. ABD Başkanı Trump’ın sinirlenmesi için bir sebep daha! Her an doların güçlenmesine Trump’tan bir müdahale gelebilir.

Dolar ve Türk Lirası..

Tüm bu gelişmeler faiz-enflasyon arasında hesaplamalar yapan ülkemiz Türkiye’nin işine yaramaya devam ediyor. Kur savaşları, önemli ekonomilere ait para birimlerinin değer kaybına yani, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine, örneğin Türk lirasına karşı güç kaybetmesine yarıyor.

Yarınki FED kararı öncesi USDTRY paritesi 5.55’e kadar inmiş durumda. Tüm dünyadaki düşük faiz yarışı, yavaşlayan ekonomiler, ticaret ve kur savaşları, bizi şimdilik kendimizle baş başa bırakmış durumda. Bu zaman zarfında ya uyuyacağız, ya çalışıp, güçlenip ayağa kalkacağız! Göreceğiz!

Bir sonraki makalemde buluşmak dileğimle!

Eğer beğendiyseniz, lütfen paylaşınız...

Mehmet Cihat Altay

One thought on “Beklenen Gün Geldi! FED Faiz kararı, Trump ve Dolar!

  1. Gelişmiş ulkelerdeki faiz indirimleri ruzgarini arkasina alan Turkiye keske Rusya gibi kucuk bir faiz indirimi ile baslasaydi .Yilin son ceyreginde yapilmasi muhtemel ayni orandaki faiz indirimi Turkiye’ye doviz girdisini dusurup yabanci yatirimcilari onumuzdeki yil daha buyuk bir faiz artirimi beklentisine sokabilir.

UZAKLARDAN için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir