Adeta Bir Papatya Falı; G-20 Zirvesi! ABD-Petrol-Iran Gerginliği..

Dünyanın en büyük ekonomilerinin ve Avrupa Birliği’nin liderlerinin bir araya geleceği G20 zirvesi 28-29 Haziran tarihlerinde Japonya’nın Osaka şehrinde gerçekleşecek. Önceki G-20 zirvelerinden daha odaklanılmış bir şekilde takip edilecek olan G-20 zirvesi, bu manada öncekilerden farklı bir zirve olarak hafızalara geçecek. Hem Türkiye’nin hem de küresel piyasaların büyük merak ve endişeyle beklediği görüşmelerin olacağı G-20 zirvesinde küresel ekonomiyi derinden etkileyecek açıklamalar yapılabilir.

Küresel ekonomi gündemi, her gün piyasaları sarsabilecek boyutta yeni bir veya birden fazla aksiyona şahit oluyor. Örneğin, aylarca gündemi meşgul eden, hiç çözülmeyecekmişçesine tartışmalara sebep olan ABD-Meksika kaçak göçmen polemiği, bir gümrük vergisi uygulaması ve hemen ardından gelen antlaşma ile geride kalmış görünüyor. Artık küresel gündemde, halihazırdaki ABD-Çin ticaret/teknoloji savaşlarının yanında ABD-Iran gerginliği ana başlıklar olarak göze çarpıyor.

ABD-Iran Gerginliği

Son dönemde Trump’ın Iran’a karşı olan tavrını çok sert bir frekansa taşımasının ardından iki ülke arasında alevlenen gerilim birçok başlığa yayıldı. Iran’ın üzerindeki ekonomik yaptırımlara sürekli yenileri ekleniyor. ABD Başkanı Donald Trump, Iran’ın elini güçsüzleştirerek müzakere masasına çekmeye ve Tahran’ın elindeki pazarlık motivasyonunu, uyguladığı yaptırımlarla minimuma çekmeye çalışıyor.

Son dönemde Iran’dan petrol ithal eden ülkelere uygulanan muafiyeti sonlandıran Amerika, Iran’ın en büyük gelir kapısını da kapayarak Iran ekonomisini adeta uçuruma sürükledi. Son günlerde Iran ve Umman sınırını oluşturan ve arap yarımadasındaki petrol üreten ülkelerin ürettikleri petrolü ihraç etmelerinde stratejik öneme sahip olan Hürmüz Boğazı’nda petrol tankerlerine yapılan saldırılar ABD-Iran gerilimini üst seviyelere taşıdı. Önceki dönemlerde ABD tarafından yapılabilecek yaptırımlara karşı Hürmüz Boğazı’nda petrol transferine engel olabileceğini belirten Iran’lı yetkililer son dönemde petrol taşıyan tankerlere yapılan saldırıları üstlenmiyorlar. ABD ise bu saldırılar sebebiyle Iran’ı sorumlu tutuyor. Petrol üzerindeki bu tür gerilimler son dönemde düşüş eğilimindeki petrol fiyatlarının dalgalanmasına ve tüm çabalara rağmen son günlerde yükselmesine neden oldu.

İki ülke arasında süregelen bu sürtüşme neredeyse bir anda savaşa sebep oluyordu. Iran’ın iddiasına göre hava saha sınırlarını ihlal eden Amerikan insansız hava aracının Iran silahlı güçleri tarafından vurulmasıyla gerilim en üst seviyeye ulaşarak savaş tahminlerinin en üst seviyelere tırmanmasına sebep oldu. ABD ise Iran’ın iddiasının aksine insansız hava aracının uluslararası bölgede vurulduğunu iddia ederek sert bir karşılık vereceğini açıkladı. Askeri bir karşılık vermekten son dakikalarda vazgeçtiği bilinen ABD ise şimdilik son aksiyonu olan yeni yaptırımları 25 Haziran’da imzalanan karar ile yürürlüğe soktu. ABD’nin uyguladığı son yaptırımlara karşılık açıklama yapan Iran Dışişleri Sözcüsü Musevi, ABD’nin son yaptırımlarının iki ülke arasındaki müzakere kapısını sonsuza dek kapadığını belirtti. Ekonomisi neredeyse tamamen ambargo ve yaptırımlarla çevrili olan Iran’ı bir başka makalemizde detaylı bir şekilde incelemeyi düşünsek de şimdilik enflasyon ve faiz oranı olarak gözden geçirmenin faydalı olacağını düşünüyoruz.

2016’dan 2018’in ilk aylarına kadar birçok gelişmekte olan ekonomiye göre normal enflasyon sınırlarında bulunan Iran ekonomisi %8 civarında olan enflasyon oranı ve %18 faiz oranı ile durağan bir dönem geçiriyordu. Hatta verilere baktığımızda belki kısa zamanda faizde de önemli bir düşüş kararı verilebilirdi fakat tam da o dönem olan yani 8 Mayıs 2018 tarihi, Iran ekonomisine son dönemde darbe vuran en önemli tarihlerden biri olarak göze çarptı. ABD Başkanı Trump’ın 8 Mayıs 2018’de Iran ile Obama döneminde imzalanan nükleer antlaşmadan çekilmesinin ve hemen ardından Iran’a yaptırımlar uygulayacağını açıklamasının üzerinden yalnızca bir yıl geçti. Fakat bu geçen bir yıl Iran ekonomisi için hiç de kolay geçmedi. Iran faiz oranı %18’de kalırken yıllık enflasyon oranı ise yalnızca bir yıl içerisinde %8 seviyelerinden son açıklanan Mayıs ayı verisi olan %52.1’e ulaştı.

Iran Enflasyon & Faiz Oranları

ABD’nin yaptırımlarının Iran ekonomisi üzerindeki etkilerini enflasyonun yalnızca bir yıl içerisinde %52’leri geçmesi ile özetleyebiliriz. Daha net bir tabirle Iran’da hayatın bir sene içinde ne kadar pahalılaştığının, alım gücünün ne kadar düştüğünün altını çizerek kolayca açıklayabiliriz. Burada Iran veya ABD’nin haklılığı veya haksızlığından ziyade iki ülke arasındaki ekonomik hesaplaşmanın sonuçlarından bahsettiğimizin altını çizelim.

G-20 Zirvesi ve Piyasalar

G-20 zirvesi öncesi piyasalar sert hareketler yaşamazken endişeli bekleyişlerini sürdürüyorlar. Küresel piyasaların merakla beklediği ABD Başkanı Donald Trump ile Çin lideri Şi Jinping buluşmasının resmi olarak netleşmesinin ardından G-20 zirvesi öncesinde iki tarafın yetkilileri telefonla görüşmelere başlamasına rağmen pek umut verici bir gelişme yaşanmış değil.

ABD Hazine Bakanı Mnuchin gün içinde yaptığı açıklamada ticaret müzakerelerinin yüzde 90’ının önceki görüşmelerde tamamlandığını ve antlaşmanın aslında çok da uzakta olmadığını belirterek umutları az da olsa yeşertti. Bu açıklamanın neredeyse aynısı iki ay önce de yapıldığı döneme baktığımızda daha açıklamanın üzerinden bir hafta geçmeden ABD Başkanı Trump’ın Çin ürünlerine uyguladığı gümrük vergilerini arttırdığını hatırlatmakta fayda var. Bu nedenle asıl konsantre olunması gereken açıklama bizzat Trump veya Şi’den gelmelidir.

Tüm dünya iki lider arasındaki görüşmenin sonucunda ne tür bir açıklama yapılacağını merakla bekliyorken, son bir haftadır muhtemel açıklama hakkında tahminlerde bulunanların sayısı da bir hayli artmış durumda! G20’deki görüşmenin gerçekleşmemesi veya kötü geçmesi halinde 300 milyar dolarlık ürüne daha gümrük vergisi uygulayacağını belirten Trump tahmin seçeneklerini arttırmış gözüküyor.

ABD-Çin G-20 zirvesi görüşmesi sonrası yapılabilecek muhtemel resmi açıklamalar hakkındaki tahminlerden bazıları ise şöyle;

  • Görüşme kötü geçer ve ABD 300 milyar dolarlık Çin ürününe yeni gümrük
    vergisi uygular.
  • Görüşme stabil geçer ve şuanki durum bir süre aynı şekilde devam eder.
  • Görüşme iyi geçer ve ABD 300 milyar dolarlık yeni gümrük vergisini
    uygulamayacağını ve müzakerelere devam edeceğini açıklar.
  • Görüşme çok iyi geçer ve ABD halihazırdaki gümrük vergilerinin tamamını
    veya bir kısmını kaldırarak görüşmelere devam edeceğini açıklar.
  • Görüşme harika geçer ve ticaret antlaşması imzalanır.

Kötü, stabil ve iyi’nin dışında son iki seçeneğin ihtimalleri çok düşük gözükürken küresel piyasalar ise kötü veya stabil alternatiflerinden endişe ederek bekleyişlerini sürdürüyorlar. Görüşmenin sonucu her ne olursa olsun, piyasalar olumlu veya olumsuz yönde sert hareketler sergileyecektir. Amerika Merkez Bankası FED, Japonya’daki zirveyi yakından takip edecek ve oradan gelecek açıklamalara göre önümüzdeki dönemde muhtemelen uygulayacağı faiz indirim politikasının dozajını belirleyecektir.

Wells Fargo Bankası’nın analistlerinden Chris Harvey ise özel bir televizyon kanalında “Trump, piyasaların “çok iyi” hissetmesinden ziyade “idare eder” gibi hissetmesini istiyor ki böylece piyasalardaki belirsizlik devam etsin. Bu durum FED’in daha kolay ve hızlı bir şekilde faiz indirimine gitmesini sağlayacaktır” diye belirtti. Bu tez sebebiyle, bazı analistler G-20 zirvesindeki iki süpergüç arasında görüşmeler kusursuz geçse dahi Trump’ın bunu FED’in hızlıca faiz indirmeye odaklanması için “güzel haberi” bir süreliğine gizleyebileceğini düşünüyorlar.

İki liderin görüşmesinin ardından tam manasıyla bir antlaşma imzalanmadan yalnızca olumlu açıklamalarla çıkılması piyasalarda geçici ralliler dışında temelli bir rahatlamaya sebep olmayacaktır. Fakat bu durum iplerin temelli kopmasından iyidir. Görüşmede, ihtimal dahilinde olan iplerin kopması ve karşılıklı kılıçların çekilmesi halinde ise halihazırda tökezlemiş durumda olan küresel ekonomi resesyona doğru hızla yol alacaktır.

Ticaret savaşı denilen bu müzakere sürecinde ise Huawei ve teknoloji konusu da mutlaka tartışılacak ve muhtemel antlaşmada bir veya birden fazla başlık olarak yerini alacaktır. Çinli teknoloji firması Huawei’nin 5G teknolojisinde bayrağı çok büyük bir farkla önde taşıyan firma olması ve Amerika’nın 5G teknolojisinde geride kalmış olması, ABD’yi sinirlendirmiş gözüküyor.

Geçtiğimiz günlerde Donald Trump’ın 5G teknolojisi hakkında yaptığı açıklama ise ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşının aslında yalnızca ticaret savaşı olmadığını, aynı zamanda teknoloji savaşı da olduğunu net bir şekilde gösteriyor.

“5G olayı bir teknoloji yarışıdır ve bu yarışı Amerika kazanmak zorundadır!” Donald J. Trump.

Kısa Kısa..

Yaklaşan G-20 zirvesi, ABD-Çin ticaret savaşları, ABD-Iran gerilimi, merkez bankalarının faiz indirim kararları veya sinyalleri, gelen küresel düşük ekonomik veriler gibi negatif veriler ve artan endişeler güvenilir liman olarak görülen altın fiyatlarının hızla artmasına sebep oldu.

ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının faizleri indirme sinyalleri vermesi ve tekrarlanan IBB seçiminin baskısından kurtulması ile düşüşe geçen USDTRY şimdi de G-20 zirvesinde gerçekleşecek olan Trump-Erdogan zirvesine odaklanmış durumda.

Bir sonraki makalemizde; G-20 zirvesinin ülkemiz adına önemini, merkez bankalarının faiz kararlarını, Türkiye CDS primini, dolar endeksini, EURUSD ve USDTRY’yi inceleyeceğiz.

Eğer beğendiyseniz, lütfen paylaşınız...

Mehmet Cihat Altay

4 thoughts on “Adeta Bir Papatya Falı; G-20 Zirvesi! ABD-Petrol-Iran Gerginliği..

  1. Amerika iran’dan haracini alana kadar uygulamaya basladigi ambargolari dahada sikilastirarak devam edecege benziyor bu ambargo doneminde Türkiye amerika iliskileri mucizevi birşekilde duzelirse iran’a komsu olmasi hasebiyle cesitli altyapi insani malzemeler ve gida gibi urunleri petrol karsiligi takas yapmasina izin verilir ki bu barter den turkiye olagan ustu fayda gorur.G20 zirvesinde Amerika-Cin mevcut durumu stabil kalir gibi cunku tramp ya $’i devalue edecek yada FED 2019 ‘un son yarisinda en 3 defa faiz indirimine gidecek her iki durumda turkiyenin isine yarar yeterki Turkiye hukuk,insan haklari ve ic guvenlik konularinda pozitif ilerleme saglayip kendi ic ekonomik politik sorunlarina odaklansin.

    1. Kıymetli yorumlarınızı bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
      Sizin de dediğiniz gibi ABD-Türkiye ilişkilerinin iyi bir seviyeye ulaşması USDTRY kuru üzerindeki baskıyı hafifletecektir.
      Bir sonraki makalemizde görüşmek üzere 🙂

  2. Makalelerinizi büyük bir keyifle okuyorum. Yerel ve küresel gelişmeleri başarılı bir şekilde harmanlayıp bizlerle paylaşıyorsunuz. Emeğinize sağlık. Yeni makalelerinizi merakla bekliyorum. Başarılarınızın devamını dilerim.

    1. Kıymetli yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorumlarınızla bizleri çok mutlu ediyorsunuz ve böylece ilerisi için motivasyonumuz artıyor. Bir sonraki makalemizde buluşmak üzere! Saygıyla..

Mehmet Cihat Altay için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir